Ben Yazmaya Ne Zaman Başladım?

Ben Yazmaya Ne Zaman Başladım?
Yazmak, benim için bir tutku değil sadece; bir ihtiyaç, bir nefes alma biçimi. Herkesin hayatta kendini ifade ettiği bir yolu vardır. Kimi müzikle, kimi resimle, kimi konuşarak anlatır içindekileri. Benimse kelimelerle aramda özel bir bağ var. Ne zaman içimde biriken duygular taşacak gibi olsa, elim kaleme gider ya da parmaklarım klavyeye uzanır. Peki, bu yolculuk ne zaman başladı?
Yazmaya ilk olarak 2015 yılında başladım. O zamanlar sosyal medyada, özellikle Facebook’ta, yaşadıklarımı ve hissettiklerimi paylaşarak başladım bu serüvene. Gündelik hayatın içinden süzülen küçük olaylar, duygusal kırılmalar, hayata dair gözlemlerim… Hepsini yavaş yavaş yazıya dökmeye başladım. Belki de farkında olmadan bir iç hesaplaşma, bir kendini bulma süreciydi bu. Yazarken huzur buluyordum. Kelimeler bana terapi gibi geliyordu.
Yazmaya yönelmemde Ahmet Özel abimin büyük katkısı oldu. Bana bir gün, “Ahmet, bir yarışma var, katılsana,” dedi. O sözler benim için bir kırılma noktası oldu. Yarışmaya katıldım ama dereceye bile giremedim. O an hayal kırıklığı gibi görünse de aslında yazma serüvenimin gerçek anlamda başladığı andı bu. Çünkü yarışmayı kazanamasam da yazmanın bende oluşturduğu hissi kazanmıştım. Ve o his, beni bırakmadı.
Ahmet abimin kurduğu bir web sitesi vardı. Sağ olsun, orada bana yer verdi. Bu benim için çok kıymetliydi. İlk kez bir dijital mecrada yazılarım yayımlanıyordu. Elbette o zamanlar yazdıklarım şimdiki gibi değildi. Kalemim daha toydu, cümlelerim biraz savruk, duygularımı aktarma biçimim biraz dağınıktı. Ama hepsi bir yolculuğun başlangıcıydı. Kimse ilk adımı attığında koşamaz zaten. Ben de adım adım ilerledim.
Daha sonra Karaman Gündem gazetesinde yazmaya başladım. Yazılarım daha çok yerel meseleler üzerineydi. Topluma dair gözlemlerimi, kişisel deneyimlerimi, zaman zaman da eleştirilerimi kaleme aldım. Ancak hâlâ içimde bir eksiklik hissediyordum. Yazdıklarım yayımlansa da o yazıların bende bıraktığı tatmin duygusu yeterli değildi. Belki de yazdıklarım kadar, yazdığım yer de önemliydi benim için.
Derken KGRT Haber gazetesinde yazmaya başladım. Burası bana başka bir motivasyon, başka bir disiplin kazandırdı. Yazılarımı daha dikkatli, daha özenli yazmaya başladım. Okur geri dönüşleriyle gelişmeye, kendimi daha çok sorgulamaya başladım. Bu süreçte kişisel Facebook hesabımı hiç ihmal etmedim. Orası hep benim iç sesimin yankılandığı yer oldu. Bazen bir cümlelik duygular, bazen uzun paragraflar… Hepsi benim iç dünyamın izleriydi.
Bu süreçte kendi web sitelerimi kurma denemelerim de oldu. Ancak hiçbirisi tam anlamıyla sürdürülebilir olmadı. Ya teknik sorunlar, ya zaman darlığı, ya da motivasyon eksikliği nedeniyle yarım kaldılar. Fakat bu denemeler de boşuna değildi. Her biri bana bir şey öğretti. Web sitesi kurmak sadece teknik bilgi değil, aynı zamanda sabır, emek ve süreklilik isteyen bir işti. O tecrübelerle büyüdüm, olgunlaştım.
Şimdi ise yepyeni bir başlangıç yapmış durumdayım. Daha sağlam, daha bilinçli adımlarla ilerliyorum. Yazılarımı yayımladığım mecralar daha düzenli, daha görünür hale geldi. Kendi kişisel web sitemi yeniden hayata geçirdim ve bu kez pes etmeye niyetim yok. Çünkü yazmak artık benim için bir hobi değil, bir yaşam biçimi haline geldi.
Yazmak beni ben yapan şeylerden biri. Kimi zaman dertleştiğim bir dost, kimi zaman bir ayna, kimi zamansa hiç ulaşamayacağım insanlara açılan bir kapı oldu. Yazarken öğrendim kendimi. Yazarken büyüdüm. Belki hâlâ eksiklerim var, belki yazdıklarım herkesin ilgisini çekmiyor ama önemli olan bu yolda yürümek. Çünkü yazdıkça içimden bir parça daha aydınlanıyor. Ve biliyorum ki bu yolculuk daha yeni başlıyor.*

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir