Bir Garip Çağrı: Görmeyen Gözlerden Görülmeyen Hayatlara

Hayatın içinde görünmek ile görülmek arasında ince bir çizgi vardır. Kimi zaman gözlerimizin gördüğünü kalbimiz görmez, kimi zamansa kalbimiz fark eder de dudaklarımız sessiz kalır. İşte tam da bu noktada, sessizlerin çığlığı olmak gerekir.
Bugün sizlere kendi hikâyemi anlatmak istiyorum. Belki bir ses olur, belki bir yol açar, belki de bir kapı aralar…

Ben Ahmet Çabıtçı. Görme engelliyim.

Ama inanın, içimde taşıdığım azim, birçok “gören”den daha keskin, daha net.
Yıllardır bu şehirde yaşıyorum.
Karaman sokaklarında umutla yürüdüm, kurumlarına dilekçeler bıraktım, defalarca başvurdum.
Bekledim…
Beklemeyi öğrendim.
Ama ne yazık ki yıllar geçtikçe anladım ki bazen en büyük engel gözde değil, gönülde.
Otuz yaşına geldim. Üniversitemi tamamladım. Kendimi geliştirdim.
Telefonlara bakabilirim, bilgisayarda her türlü işlemi yapabilirim.
Yeter ki bir fırsat verilsin.
Ben ne sadaka istiyorum, ne de lütuf.
Ben, yalnızca insan onuruna yaraşır bir iş istiyorum.
Bugün burada bu satırları yazarken içimden bir şeyler kırılıyor.
Çünkü bu çağrıyı yapmak, aslında bir kabulleniş değil; bir isyandır.
Sessiz, vakur ve saygılı bir isyan…

Sayın Karaman Valim, Sayın Belediye Başkanım, İŞKUR yetkililerim…

Ben sizden imkânsızı istemiyorum.
Ben sadece çalışmak, üretmek, bu şehre katkı sunmak istiyorum.
İşim olsun, emeğim olsun, alın terimle geçimim olsun istiyorum.
Ve Karaman halkına, basınına, sivil toplumuna seslenmek istiyorum:
Sadece bir el uzatın.
Bir kapı aralayın.
Bir ses olun.
Benim gibi görünmeyen, duyulmayan ama yüreği çırpınan binlerce insanın sesi olun.
Engel bedenlerde değil, ilgisizlikte…
Görmeyen göz değil, duymayan kalptir aslında engel.
Ve ben artık “görüşeceğiz”, “bakacağız” sözleriyle oyalanmak istemiyorum.
İcraat görmek istiyorum.
Ben bu şehirde yaşamak değil, var olmak istiyorum.
Eğer bu yazı bir yetkilinin yüreğine dokunursa,
eğer bir işveren “ben elimden geleni yaparım” derse,
eğer bir gazeteci bu satırları daha geniş kitlelere ulaştırırsa,
belki bir umut doğar…
Ve ben o umuda tutunurum.
Saygılarımla,
Ahmet Çabıtçı
Bir iş değil, bir yaşam hakkı istiyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir